Elin Oğlu / İlk Bölümden Bana Ne Kaldı

Eveet dün gece itibariyle aylardır beklediğimiz Türk Abnormalimiz ilk bölümüyle ekranlardaki yerini aldı. (Bugün çok böyle cümleler kurasım var, valla pek benlik değil ben de farkındayım ama noluyor ben de anlamadım.) Öncelikle kadro cidden efsane, şey, sunucular hariç. Yani kişisel bir şey, küçükken az buçuk selena izler onda da hadesi tutardım ama sunuculuğu oturtamıyorum. Diğer sunucu Ömür Varol'u zaten daha önce izledim mi nerde izledim bilmiyorum bile. Yazacaklarımı okurken bu programı ilk dıyurulduğundan beri heyecanla beklediğimi, tırt tanıtım videolarına rağmen moralimi bozmaya çalışmadığımı ve yabancı kadrosuna ilk andan beri ısındığımı ve takip ettiğimi göz önünde bulundurursanız iyi olur. Objektif bir eleştiri değil yani bu, daha çok Elin Oğlu taraftarı olmasını istediğim ama olamayan bir eleştiri.

Bir defa milletin 'Enes sunucu olsuuuooon' diye kudurması çok anlamsız. Bakın Enes Kaya'ya iftira atılmış olabilir, arkasında bir ajans bir menajer yokken tek başına tüm bu iftiraların altından kalkamamış olabilir, fakat tüm bunlar varsayım, tam tersi de çıkabilir. (Bok da çıkabilir. Ay yok bu yazıya ters düştü bu.) Enes Kaya o kadar klasik Türk bir adam ki, onu izlerken kendi ailemin de ne kadar klasik olduğunu bir kez daha anladım. Ha Türk toplumunu yansıtırken yaptığı hatalar var mıydı evet, ama yapacak bir şey yok. Yine de aklanırsa en çok sevinecek kişilerin başında geliyorum ben. Benim omuzlarımdan bile büyük bir yük kalkar. Fakat o kendi yaşadığı ülkede adını temize çıkaramadan gelip de sırf Türk fanları bilmeden etmeden körü körüne ona inanıyor diye bir programa, Kore'den uyarlama bir programa çıkarırsak işler karışır. Hoş bir durum değil. Eğlenceli olur mu evet, ama bu kadarı yeterli değil.

Bir diğer konu da yine bizim çatlak milletimizin 'Koreden uyarlama programda nası koreli olmaz yeaaa' diye cırtlaması. Olur arkadaşım koreli olmadan da olur. Hani tamam Çabi eğlenceli çocuk ve yalan olmasın dünkü programa da renk getirdi, özellikle 'Japon işte ya' diyince koptum. Ama Koreli olduğu için ille de programa almak zorunda değillerdi, konu kilit. (Alınmasından memnun muyum? Videolarında o enerjiyi pek alamamıştım heralde ama dün izleyince emin oldum, iyi ki alındı valla.)

Eveet şimdi de gelelim programı izlerken beni rahatsız eden herr şeye.

Orkestra ve seyirci fikri güzel fakat uygulanış yanlış. Yabancı erkek diye kuduran bir seyirci topluluğu mu çıkarıldı oraya, yoksa hepsi yönetmenin dayatması mı bilmiyorum ama ben Slovak ve Rus temsilciler Emrach ve Andrey'le ilgili sadece tipleri hakkında konuşulmasından ve onlar ekrandayken sunucuların üç lafından birinin yakışıklısınıız yakışıklııı değil mi seyirciler değil mi bayanlaar olmasından acayip rahatsız oldum. Türkiye'de yakışıklı erkek mi yok? Veyahut Türk kadını kudurdu mu? Daha da kötüsü hiç yakışıklı mı görmediler/görmediniz? Çocuklar iş konuşmaya gelince evet bir  Danillo kadar canlı veya eğlenceli değil evet ama yine de biraz daha az poz verip biraz daha fazla ülkelerinden bahsetmelerini tercih ederim.

Ülkelerinden bahsetmeleri evet. Kimse ne ülkesinden konuştu, ne bizim ülkemize nasıl geldiğini anlattı, varsa yoksa espri yapma peşindeydiler. Tamam komiksiniz vallahi bak, eğlendirirsiniz tamam ama böyle değil.

Özet geçeyim mi biraz dün gece izlerken aklımdan geçenleri?

Ciddiyet sıfır. İzlemeye giden ya kore de kore diye kudurmuş, ya erkek de erkek diye. Hakkında konuşulan belli bir konu yok. Yani karşılaştırmıyım karşılaştırmıyım diyorum ama, bu kadar güzel konsepti alıp bunu da yapmayın be kardeşim.. Elinde kadro var, para var, ekibin tam, az ciddi ol, göbek havasını biraz azalt, bırak sadece yabancılar, 8 güzel adamın konuşsun. Sunucular bir sussun bir defa, saçma sapan laflar, komik olmayan ergenlerin face duvarlarından alınma şakalar, iticilik akıyor üzerlerinden. Biraz kasmamak gerek. Baştan samimi olacaksınız diye bir şey yok. Senaryo mu veriyorlar elinize arkadaşım.. Bir konuk ortaya ciddi cümle atıyor, sunucular konuklar başlıyor "Vaaaayy vuhaaa" anında ciddiyet ölüyor. Ya her an gülmek zorunda değiliz be kardeşim, düzgün düzgün konuşun işte. Talk show anlayışınız laf başı bateri tıngırdatıp seyirciye alkışlatmak mı sizin. Anladık eğlencelisiniz anladık komiksiniz anladık bu çocuklar zırdeli çatlak patlak. Arada ciddileşti mi de sigara molası verir gibi müziğe saldırmak falan, ne bileyim ucuz şeyler bunlar. Formatın ülkede yaşayan yabancıyı toplama kısmını güzel almışlar fakat eksik kalmışlar. Bu kadarıyla bu program yürümez.

Ben Elin Oğlu'na bir şeyiniz de orijinal olsun ulan gözüyle bakanlardan değilim millet. Başarılı olmasını, Türk insanının bol bol izlemesini istediğim bir program bu. Ama bu şekilde devam ederse izlenir mi, onuncu bölümü  çıkarır mı.. Bilemiyorum, inşallah çıkarır diyelim.

Ciddi konuşulmaya başladığında içine çekiyor sizi ama herkes kendinden değil de kendi kültüründen bahsetse daha da çeker.

Hepimiz insanız, hepimiz aynıyız, millet fark etmiyor bir yerden sonra. Bu yüzden yöneltilen soruların direk şahsa yönelik olması yanlıştı bence. Evet katılımcıları tanımak istiyorum, ama bu tanıma işini kendi konuşmalarından çıkarmayı tercih ederim. Bunun yerinde kendi ülkelerini anlatsınlar bana, kendi kültürlerinden, kendi milletlerinden, kendi insanlarından bahsetselerdi bana. Ha bir de yapımcısı yönetmeni şu AZ SONRALARI KESSEYDİ BİRAZ. AZ SONRADAN BAŞKA BİŞİ İZLEMEDİK AAA.. İlginç vallahi ne diyeyim, hayırlısı artık bu saatten sonra. 

Bunlar ilk bölüme dair düşüncelerimdi. Çok fazla gömdüğümü düşünebilirsiniz ama aslında hala destekliyorum. İkinci bölümü de iple çekiyorum. Umarım ekip program hakkında yapılan eleştirileri dikkate alır ve bir sonraki bölümlerde önümüze daha güzel şeylerle çıkar. Son olarak ne istiyorum, biraz fazla ciddiyet, biraz az seyirci, biraz az espri, biraz az az sonra klipleri, biraz az sunucu, biraz fazla kültür yarışı. Savaş çıkarın demiyorum ama Abnormal'den format alıyorsanız bunu da alın ve 'Global Culture War' başlığını bizim programa da uygulayın. Stüdyodaki seyirci açısından çok eğlenceli geçtiği kesin bir program ama ben televizyon başındaki seyirciydim, stüdyoya gitmek nasip olmadı, ve benim açımdan atılan kahkahalar bir yerden sonra başımı ağrıttı. Onlar gülüyor, ben burada neye güldüklerini bilep anlamıyorum.

Ay en son bitiriyordum yazıyı yine ne uzattım. İlk bölümü çok beğenmemiş olabilirim ama, ilerleyen bölümlerden beklemtim hala yüksek. LYS öğrencisiyim arkadaşım ben, dizi izleyemiyorsam talkshow izleyeyim!

Bitiş: Allen aşk. Robbie aşk. En çok İtalyan-İspanyol ikilisi aşk. Yok kız, hepsi aşk aslında. Ama Çabi, güzel Türkçe konuşuyorsun da, Allen'in ağzı Türk be resmen... 18 senelik Zeytinburnu çocuğuyum, gegul Çabi kadar tatar olmayanı da görmedim bu arada :D Ha Masataka'da var mı biraz, belki evet :D





(Tüm resimler Elin Oğlu facebook sayfasından hee, hani şu anlık 7000den fazla beğenisi olan, ps: Emrach ve Robbie'nin yorumlaşmasına temiz güldüm)


Yorumlar

  1. Çok güzel bir eleştiri olmuş. Seninle aynı fikirlere sahibim. Sunucuları hiç sevemedim. Sunucular değişse 10 numara program olucak. Ve aynı sana da olduğu gibi ben de az sonralardan nefret ettim.

    YanıtlaSil
  2. Sevgili zeymep çok zekisin nasıl böyle yazı yazabiliyorsun lütfen bana öğret öretmenim ll dersi valla ekmrm :Ddddddx

    YanıtlaSil
  3. Sunucularda değil ya, bence programın akışı kötü. Az sonralar gitti şimdi de neler olacak geldi jdsjdj Izlemiyorum valla sjsjs

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Heirs / ALLAH'IMA BİN SÜKÜR BİTTİ / Adeta bir fanfiction...

Liar Game / Japonya

Reply 1994 / Bu diziyi yazanı bir elime geçireyim var ya....................