Kayıtlar

Eylül, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Biraz sessizliğe ihtiyacım var

Niye dönüp dolaşıp buraya geldim bilmiyorum. Neden böyle bir şey yazdığımı da. Ama biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var. Sessizliğe, huzura ihtiyacım var. Son zamanlarda her şey beni rahatsız etmeye başladı. Ama her şey. Aydın geçinen ama her gördüğü başı kapalıya yobaz, beyni yıkanmış damgası yapıştıran insanlar, her yediği bokta daha da batan okul idarem, etrafımdaki kafası kıyak insanlar, tumblr halkı, hatta diziler, her şey, ama her şey sinirlerimi bozuyor artık. En basitinden, 16 yaşında partisinin etkinliklerine hiç düşünmeden katılan, her şeyi bilen komünist çocuk, kendi yaşında bir kızın başını kapadığını görünce direk "tabi yurtlara gidiyor, cemaatçi olmuş, beyni yıkanmış" diyebiliyor, ama kimse ona karşılık vermiyor: "Be kardeşim, sen de onunla aynı yaştasın, sen de partinin toplantılarına katılıyorsun. Senin de beynin yıkandığı için mi komünistsin?" en kötüsü ben de diyemiyorum bunu, insanlarla yüzleşmekten çekiniyorum çünkü. Okulumdan da nefret

Nice Guy / hee tabi

Resim
Son zamanlarda üzerimde biraz mazoşistlik falan var sanırsam, zira dram tarzı dizilerden nefret ederim ama geçen (geçen dediğim de en erken 3 hafta öncesi) iki tane dram dizisini birden izlemeye başladım. Bunlardan biri Winter the Wind Blows , diğeriyse neden izlemeye başladığımı bir türlü anlayamadığım, dramların baş tacı MiSa ve A Love to Kill dizilerinin yazarından çıkma Nice Guy. Tamam tamam aslında ikisini de yok kaliteli dizidir, yok çok beğenilmiştir falan düşüncesiyle izlemedim. Wind Blows'a Kim Bum ve Eunji, Nice Guy'a da Joong Ki için başladım :D Ha bir de, Joong ki bile olsa başlamayacaktım ama geçen "O dizide Park Si Yeon'a çok çektiriyorlar sürekli acıların kadını modunda" tarzı bir yorum okuyunca dedim biraz izleyeyim belki keyif alırım kjsdlkfjslkdj Biliyorum biliyorum Park Si Yeon sadece bir oyuncu, sonuçta ona sürekli kötü rol yazıyorlarsa kadının suçu ne? Ama yok arkadaş yok, sevemiyorum, tipinde bir olmamışlık var bir defa, özellikle geç

Ya saydırıyorum saydırıyorum yine aynı yere dönüyorum, bi basla artık.... // The Heirs

Resim
Heirs'i şu ve şu yazılarımda anlatmış, bu yazımda da bayağı saydırmıştım boku çıktı diye. Şimdi de yayınlanan set fotoğraflarından LMH'nin poposunu gördüm ve tükürdüğümü yalayarak diziden biraz daha bahsetmeye geldim sldfjslkjd Fragmanı da yayınlanmış bu arada dizinin, kadro resimleri de. Fragmanı youtube da bulamadığımdan buraya koymayacağım ama buraya tıklayarak izleyebilirsiniz. Fragman hakkında bayağı bir yardırırdım, LMH'in "It's Okay Baby" (veya iss okeey beybieh) diyişi üzerine buraya bir destan yazarım ama vallahi üşeniyorum, zaten daha yatıp uyumam lazım o yüzden.. Eminim ikizim bahseder ama o sahneden bol bol, oradan takip edebilirsiniz ldkgjdf Ama o destan dışında bir iki şey söyleyebilirim: mesela fragman sayesinde görmüş olduk ki Shin Hye yine küçük emrah gibi bakan o kabız kız olacak- aynı diğer tüm dizilerinde olduğu gibi. Afakanlar basıyo beni bu kızı gördükçe. Ne olur fragmanda falan bi hata olsun, ne bileyim Shin Hye bizi bu defa şaş

Ee yaz da bitti...

Resim
Hay Allah daha ne kadar oldu ki yahu ne ara 3 ayı bitirdik.. Yani hayır tatilin bitmesi, okulların açılması falan bunlar zaten koyuyor da, üzerine bir de yazı yeteri kadar boş geçirmemiş olmak daha da bir koyuyor. Diyeceksiniz oha daha ne kadar boş geçirecektin tatil başladı başlayalı hararetle izleyip izleyip anlatıyorsun, ama yok cidden yeteri kadar amaçsız değilmişim tatil boyunca. Bir defa, tatil başladığında 10 günümü yatılı yaz okuluna verdim, döndüğümde 2-3 günü boş boş geçirdim ve şak, bir baktım ramazan başlamış. E ramazanda da iftara kadar yatıyordum zaten (biliyorum biliyorum çok doğru bir davranış değil...) E kalk, iftar yap, sonra? Sabah kadar otur ama adam gibi dizi de izleyemiyorum çünkü izleyecek bir şey kalmamış, hiç bir izlediğim hoşuma gitmiyor, eski tadı vermiyor! Kısacası biraz fazla huzursuz bir yaz geçirdim. Çok sıkıldım, çok saçmaladım (ki bunlarına çoğuna şahit oldunuz lskjdlfkjs) Üzerine bir de tüm yazımı eylül ayının sorumluluk sınavı, music bank için iz

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerelerde Bulunurlar?

Resim
SONUNDA BE! SONUNDA YENİ FİLM GELİYOR! Haberler geldi, Kraliçe Jo doğruladı, Evanna ve Tom hakkında tweetler attı, mutluyum, ve diyorum ki bu hafta neden bu kadar güzel şeyler yaşanıyor? Bir yerlerde stop edip her şey boka sarmasın? Yeni Harry Potter filmi olarak geçse de, aslında Fantastik Canavarlar yalnızca Harry Potter'la aynı dünyayı paylaşan bir yan seri. Zaten aynı kadroyla Fantastik Canavarlar filmi çıkarmalarını beklemek biraz saçma olurdu. Filmde kitabın HP evrenindeki yazarı Newt Scamander'in yaşadıkları anlatılacakmış. Dumbledore, McGonagall gibi profesörlerimizi görmemiz mümkün sanırım. Çok yakın bir arkadaşım "Luna'nın kayın pederinin yaşadıklarını da izleyeceğiz hadi bakalım" demişti haberler gelir gelmez, aynen öyle, Newt Scamander, biricik Laklak Lovegood'umuzun kayın pederi çünkü! Hakkında çok yazasım, atıp tutasım, ne bileyim teoriler oluşturasım falan var ama nedensiz bir şekilde bu yazıyı daha fazla uzatmak istemiyorum. Yal

Günesi Beklerken ve her bölüm daha da batması..

Resim
11.bölümü izledikten sonra karar verdim buna da. Yani tamam anladık Türk dizisi de en nihayetinde bir uyarlama değil mi? Bu kadar klişelikler karman çorman olaylar bir uyarlamaya göre çok fazla değil mi? Hele 11. bölüm öyle bir Türk dizisi olmuş ki çıkıp Kerem'la Zeynep kardeş deseler ona bile inanırım. Nabıyonuz kank siz hangi kafayla yazıyonuz bunları? Ya Cihan ne mal adamsın. Böyle gelip ensenden tutup kafanı duvarlara vura vura "ULAN PUŞT SEN BU DEMETLE BERABER OLMADIN MI KIZI NE ZAMAN BECERDİĞİNİ HATIRLAMIYO MUSUN EN AZINDAN BİR DÜŞÜNMEDİN Mİ DÜŞÜNEMEDİN Mİ ACABA BU ZEYNEP BENDEN OLABİLİR Mİ DİYE BİR KENDİNE GEL ZATEN KARIN DA ALDATIYO SENİ DAHA NE KADAR BOYNUZ YİCEN AKILLANMAK İÇİN?" demek istiyorum. Hayır o Tülin de Melis'i başkasından peydahlayıp "Geçen kafan kıyaktı ya heh o zamanın mahsülü bu al kızın" demiştir kesin. Hatta belki Quinn'in Finn'i keklediği gibi "geçen jakuzide boşaldın ya sıcak sudan dolayı spermlerin yüzmüş benim yu

The Heirs - dizinin ismi degistirilmis lkdlgkjd

Resim
The Heirs bence bayağı anlamsız bir şekilde 2013'ün en merakla beklenen dizilerinden oldu bile. Ama ne var ki benim bu dizi için olan tüm hevesim söndü gitti bile, şimdiden bokunun çıkarıldığını düşünüyorum ve zaten Music Bank dışında hiçbir şeyden memnun olmadığım bir dönemden geçtiğimden henüz yayınlanmamış olan Heirs'den de sıkıldım. Heirs Heirs dediğime bakmayın, pek orjinal dizimiz'in adı değiştirilmiş. Sanki önceki adı One Trying to Wear the Crown, Withstand the Height-The Heirs yeterince orjinal değilmiş gibi, sanırım kısaltmaya çalışmışlar ve ismi The Inheritors olarak değiştirmişler. Off zaten konusu karman çorman, karakterlerinin hepsi birbirine girmiş kimin eli kimin cebinde belli değil, bir tek adı kalmıştı hoşuma giden, onu da The Heirs gibi zarif bir isimden The Inheritors'a çevirmişlar. Hayır yani ikisinin de anlamı aynı ne diye Heir yerine Inheritor kullanılmış, hem de ilk olarak Heirs diye lanse edilmişken (lanse böyle kullanılıyodu dimi lskdjgjs) Neys

Music Bank İstanbul / bir daha bekleriz canlarım

Resim
İki gündür konserin üzerine gelen yorgunluğumu atmaya çalışıyordum ama baktım o kadar hoplama zıplamayı mümkünatı yok 1 haftadan önce üzerimden atamayacağım, dedim bari yatağıma uzanıp laptobu önüme alayım ve elimden geldiği kadarıyla 7 eylülü anlatayım. Elimden geldiği kadarıyla falan dediğime bakmayın, aslında anlatacak çok fazla şey var ama o kadar çoklar ki üşeniyorum, ayrıca dedim ya hala her tarafım ağrıyor, boğazımın ağrısına girmedim bile farkettiyseniz :D Şimdi öncelikle, Ülker Arena'ya gitmemiz planladığımız gibi kolay olmadı. Zaten biletler ikizimde hazır beklerken ben anca perşembeden izin alabildim o derece yumurta deliğin ağzındaydı yani. Hadi izin aldım iyi güzel, ikizme gideceğim ve oradan bizi eniştesi götürecek, ama gel gör ki şansımıza trafik ağzımıza sıçtı ve eniştesi Zeytinburnu'na gelmesinin saatler süreceğini, bunun yerine metrobüsle karşıya geçmemizi ve orada buluşmamızı söyledi, bu defa da ikizimin ablasıyla çıktık metrobüs yollarına. (niye bu kada