Sweden Laundry / Dizi gibi olmayan bir dizi..


Şirin mi şirin, samimi mi samimi bir diziyle aranızdayım bugün. Sweden Laundry, yani İsveç Çamaşırhanesi. Başrolündeki çoğumuzun Dream Knight'dan tanıdığı Song Ha Yoon, diziyi genel olarak tek başına götürmüş. Zira erkek başrol kontenjanından bir de Teen Top üyesi Changjo'muz var, fakat asıl odak hanım kızımızın üzerinde olduğundan.. Neyse.

Annesi, abisi ve kızkardeşinden oluşan ailesinin ortanca çocuğu olan Kim Bom, küçüklüğünden beri evde her zaman en az sevilen çocuk olduğunu hissetmiştir. Öyle ki artık 30 yaşına varmış, baro sınavlarına hazırlanan burnu havada inek abisi ve şöhret peşinde koşuşturan yirmilerinin başındaki kız kardeşi evde bedavaya ferah içinde yaşarken, Bom annesine aylık olarak kira ödemek zorundadır. Girdiği yarı zamanlı işlerde bir türlü tutunamayınca da küçüklüğünden beri en sevdiği şey olan çamaşır yıkamayı ticarete dökmeye karar verir ve tefeci en yakın arkadaşından borç alarak bir çamaşırhane açar, Adını da yıllar önce vefat eden, çok çok sevdiği babaannesinin İsveç'e gitme hayallerinden yola çıkarak İsveç Çamaşırhanesi koyar. Fakat günün birinde bu babaannenin Bom'a kıyafetine dokunduğu insanların dertlerini görebilme yeteneği bahşedince işler Bom için güçleşmeye başlar, zira derdini kıyafetinden gördüğü herhangi birine yardım etmek istemediği takdirde başından aksilikler eksilmeyecektir.

Toplamda 16 bölümü olan ve MBC Every1 kanalında yayınlanan dizi, nasıl desem, biraz ciddiyet yoksunuydu. Bunun kötü bir şey olduğunu söylemiyorum, fakat sanki müzik klibi çekeceklermiş de son anda diziye döndürmüşler gibi hissettiriyordu arada. Çekimleri açısından bakarak böyle diyorum, yanlış anlaşılma olmasın tabi. İzleyecek dizi bulamayan, klasik Kore dizilerinden bunalan, aile temalarına bayılan tüm arkadaşlarımın tam buraya tıklayarak hemen gidip izlemelerini tavisye diyorum. Ben myasiantv'de dolaşırken rast gelip izlemiştim ve doğal olarak izlerken Türkçe altyazılısı da var mı acaba diye araştırmamıştım fakat dün yeppudaa'da tüm bölümlerin çoktan çevirilmiş olduğunu gördün. Eh, henüz nasıl çevirlmiş bilmesem de yeppudaanın çevirisine güvenirim ben :D

Diziyi özetleyen mükemmel görsel.

Allah'ım şu görüntüye şu renklere
bakın bir ya mükemmel değil de ne..
Konuyu yazarken bahsetmediğim yegane karakter, Teen Top'un nesidir necisidir bilmediğim Changjo'su, dizinin Yong Soo Chul'u (solda).. Kendisi çizim yaparak yaşayan, illüstratör olma hayalleri kuran saf masum bir çocuk. Katılacağı ilüstrasyon yarışmasın parkın birinde tanıştığı Bom yüzünden geç kalıyor ve büyük aşklar nefretle başların bir örneği olarak yakınlaşmaya başlıyorlar. Gelin görün ki kendinden 3-4 yaş büyük olan Bom nunasının kendisine karşılık verip vermeyeceği pek kesin değil. Ama çok tatlı çocuk, diziyi bitirince gidip bir iki weekly idolünü falan da izledim, cidden dizideki karakteri gibi saf temiz bir şey..

Kıyamam ya, böyle de arada kalmış bir gariban işte..

Dizide en kıl kaptığım karakterlerin başında Bom'un abisi geliyordu. Oturmuş kara kara ben bu sağdaki abiyi daha önce nerede görmüştüm ulan diye düşünüyorsanız yardımcı olayım, kendisi Man From the Stars dizisindeki savcı karakterini canlandırıyordu. Buradaysa kendisi evin 30 yaşındaki, baro sınavına hazırlanıp savcılık yapacak, büyük adam olacak umutlarıyla beslenen en büyük çocuğuydu. Öyle ki annemiz çocuğa "oğluşuumm.. bebişiiim.." diye değil "hayallerim ve umutlarım" diye sesleniyordu. Nasıl bir beklenti içindeyse artık buna karşı.. Diziyi izlerken Bom'un önünden alınıp abisi Eun Chul'un tabağına konan yemekler, çocuğa sorgusuz sualsiz yapılan hizmetler derken içiniz nefretle doluyor zaten.. Bu abinin en büyük derdi milletin kendinden daha zeki çıkma ihtimali. Kuduruyor böyle durumlarda. Zeki derken, kitap zekisi anacığım bu çocuk, yoksa malın teki. Leblebi dersiniz size kelimenin ve yiyeceğin kökenini anlatmaya başlar ama leb dersiniz hök diye kalır. Öyle de garip bir insan. Yalnız; spoiler başladı. Bir ara gittiği köyde karşılaştığı küçük çocuğu anlayamadım. Kendisine, kendi çocukluğuna benzetiyor desem, kendi odasından kutusundan çıkan çocuğun günlüğü ne alakaydı? Geçmişteki kendiyle karşılaştı diyeceğim öha diyeceksiniz ama ne diyeyim yani, küçük çocuğun da annesi hasta ve hamile falan, ne bileyim ya.. spoiler bitti. (evet spoiler kısmının renklerini değiştirmeye karar verdim. zira parlak turkuaz gözü daha çok yoran bir renk, diziyi izlemeden gözleri spoilera kayan okurlarımı kaçırabilir :D)

Bir de Eun Sol isimli, evin el bebek gül bebek büyütülerek şımartılmış en küçük çocuğu var kadroda, fakat ben malesef gıcıklıktan mıdır sinirden midir bilmesem de resmini hiç çekmemişim. Pişman değilim, üstteki yazısına kadar çevirdiğim posterde annesinin arkasına saklanmış minili kız o işte. Hakkında söylenecek pek bir şey yok. Aklı azıcık kıt, ama kendince tilki biraz. Oyuncu olmaya çalışıyor, yıllardır bir hafta içi dizisinde söylediği replikle övünüyor, o set senin bu set benim koşturuyor. Annesi bu minik kızını da sonuna kadar destekliyor, peşinden koşturuyor, menajerliğini yapıyor yani.

Tefeci kamkitoşko Youngmi.

Young Mi'yse Kim Bom'un liseden beri en yakın arkadaşı. Kendisi tefecilik yaparak geçimini sağlıyor. Hatta Bom da çamaşırhanesini açmak için gereken parayı ondan borç alıyor. Tabi iş paraya gelince Young Mi ne arkadaş dinliyor ne sevgili (bkz: üstteki görsel). Böyle kabadayı gibi durduğuna bakmayın, yani şey, aslında kabadayının biri ama Bom'u da karşılıksız ve delice seviyor. Öyle ki, Bom'un canını sıkan insanların karşısına elinde haşlanmış spagettisiyle geçiyor, analarından doğduklarına pişman ediyor. Yok anacım öyle beleşten bu kızın arkadaşlarıyla uğraşmak. He bir de, Bom'un abisi Eun Chul'dan hoşlanıyor kendisi, hem de tee lise yıllarından beri. Bir nevi ilk aşkı. Cadalozun ve aynı zamanda safın teki olduğundan, Eun Chul'la aralarından gerçekten garip olaylar gerçekleşmesi doğal yani.

İlk aşk demişken, bir de Bom'un ilk aşkına gelelim. Bom'un Ki Joon oppası, annenin arasında kan bağı olmayan evladı, doktor da doktor diye övündüğü çocuk, ayrıca Eun Chul'un liseden arkadaşı. Kendisi zamanında okumak için Amerikalar'a kadar gitmiş, doktor olup geri dönmüş, Bom'un çamaşırhanesinin yakınlarında bir klinik açmış. Kendisi SM'in oyuncularından Kim Ian. Yani ne bileyim eli yüzü düzgün çocuk tabi ama pek de bir olayı yok. Tipi tanıdık geliyor diyorsanız To the Beautiful You'da oynamış, sınıftaki çocuklardan falandı herhalde.

Öyle işte. Tertemiz, aile meseleleriyle dolu, çok eğlenceli, aynı zamanda kendinden beklenmeyecek kadar da ciddi bir dizi. Kısaca, vakit geçirmelik dizi arayan herkesin damak tadına oradan buradan bir yerlerden uyar illa ki. Bom'u ve kederlerine şahitlik ettiği tüm o insanları, hikayeleri seveceğinizi umuyor ve hepinize iyi seyirler diliyorum!

(Bu arada, bahsetmeden geçemeyeceğim, bir ara Niel konuk oyuncu olarak geldi. Ulan köfte dudak yeter bıktım her yerde seni görmekten bi git uzakta kal. Teen Top diyince bi sen tanınıyorsun zaten, gittin üstüne solo çıkış da yaptın, tamam yeter, gelip Changjo'cuğumun dizisinde işin ne? Lan sg yeter.. (evet changjocuğum oldu hemen ne var))



Yorumlar

  1. Bu aralar hiç yazmıyorsun, bloguna girip her gün yazmışmısın diye bakmaktan ciğerim soldu :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazmış mısın*
      Nefret ederim yazım hatalarından

      Sil
    2. Hahahah, ben de nefret ederim yazım yanlışlarından, inan sen kendin düzeltmesen ben *yazmış mısın diye yorum bırakacak kadar yüzsüz bir insanım bu konuda. Malesef biraz boşladım blogu evet ben de farkındayım, bu duruma üzülüyorum tabi ama ne yaparsın, sınav geldi geçti, beni de yıktı geçti, şimdiyse bu yıkılmışlıkla yeni insanlara, yeni ortamlara alışmaya çalışıyorum. Eh, bloguma artık bir çeki düzen vermeyi ben de istiyorum ama bakalım ne kadar başaracağım bunu..

      Sil
    3. Vallahi haftada bir neler olduğundan haber versen bile şu garibanı sevindirirsin.. çok garip, sen beni bilmiyorsun belki ama seni tanıyormuş gibi hissediyorum.

      Sil
    4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    5. Geç gelen cevap için özür diliyorum öncelikle :< Bu üniversite işi beni düşündüğümden daha çok meşgul ediyor aslında, öyle sık sık yazamıyorum bile.. Elimden geldiğince buradayım ama. Ayrıca inanır mısın, insanlar en çok beni tanıyormuş gibi hissetiklerini söylediklerinde mutlu oluyorum ben. Çünkü bu demek oluyor ki istediğim nitelikte yazılar yazmayı başarabilmişim. Tekrar teşekkürler blogumu okuduğun için :3

      Sil
  2. Dizi tatlı gibi gözüküyor da, she was pretty'i bile izlemedim. Bu sıralar Kore dizileri beni sıkıyor <.<

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya she was pretty ne allah aşkına... Millet ille de siwon izlemek istiyorsa gitsin king of dramas, oh my lady, ne bileyim 18 vs 29 falan izlesin. Vallahi hiçbir albenisi yok SWP'nin. Çok abartılıyor yani ne diyeyim..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Heirs / ALLAH'IMA BİN SÜKÜR BİTTİ / Adeta bir fanfiction...

Liar Game / Japonya

Reply 1994 / Bu diziyi yazanı bir elime geçireyim var ya....................