Lee Soon Shin is the Best / izlemeyin.


Elimizde Lee Soon Shin isimli, ailesinin en küçüğü olan bir kız ve hayalleri var. Ailesine çok bağlı bir kız Soon Shin. Ancak bir gün babasının ölümüyle, üzerine bir de ölüme sebep olan kişinin ünlü bir oyuncu, a.k.a. Soon Shin'in biyolojik annesi olmasıyla işler karışıyor. Babasının ölümünden kısa bir süre sonra, kızımız, esas oğlan Shin Joon Ho'nun CEO'luğunu yaptığı eğlence şirketine seçiliyor. Bunların hikaye burada başlıyor.

Bir de Soon Shin'in ailesi var, hepsinin hikayeleri farklı tabi.

En büyük kız Hye Shin, (kin ben bu kadını sürekli Kim Hyun Joo'ya benzettim.) uzun zaman önce evlenmiş, eşi ve kızıyla Hong Kong'da yaşıyor. Ancak bir gün kızı Woo Joo'yla beraber Kore'ye geri dönüyor, kimseye açıklayamasa da bunun asıl sebebi kendisini aldatan kocasından boşanmış olması. Bir de mahallenin pastanesinde çalışan Seo Jin Wook var. Bu adamın geçmişinde hapishane falan var ama kendisi aslında çok sevimli, iyi niyetli bir adam. Lee ailesinin babası ölünce ailenin maddi yetersizlikleri falan derken evlerinin bodrum katındaki odayı helmonileri bu Jin Wook'a kiralıyor. Seo Jin Wook ve Lee Hye Shin'in hikaye de böyle başladı.

Evin ortanca kızıysa Lee Yoo Shin. Ailenin en başarılı üyesi - en azından bence. Güzel, çekici, çalışkan, işinde de oldukça yükselmiş, kendi ayakları üzerinde durabilen bir kız. İlk başlarda Soon Shin'e karşı davranışlarını görünce insan bir "ay bu nasıl cadaloz" diye düşünüyor ama yok yok, çok sevimli aslında. Ailenin babasının en yakın arkadaşı var, Park Bok Man. Bunun büyük çocuğu, oğlu Park Chan Woo, Yoo Shin'le beraber büyümüş, ailesinin gözbebeği, başarılı bir doktor. Ama göz bebeği şeysi biraz abartılmış, çocuk annesine göre dünyanın en yakışıklı, en başarılı, en muhteşem evladı. Chan Woo ve Yoo Shin birbirlerine aşık olunca, tabiki ilk kendini kaptıran Chan Woo, üzerine bir de evlilik kararı alınca Chan Woo'nun annesi, cadı kaynana Semra tutturuyor ben çocuğumu böyle kız vermem. Bunlar da böyle bir çift. O kaynana hakkında da bir iki şey söyleyeceğim az sonra.

Hikayesi anlatılacak karakterler bu kadar da değil.

Esas oğlan Joon Ho'nun ailesi bambaşka bir dert. Babası Shin Dong Hyuk, Park Chan Woo'nun çalıştığı hastanenin başhekimi. Aynı zamanda başta anlattığım o ünlü oyuncu Song Mi Ryung'un yakın arkadaşı. Anne Yoon Soo Jung'sa hem oğlunu, hem kocasını başkaları elleşmesin diye eve kitleyip saklamak isteyen (en azından bence), Song Mi Ryung'u deli gibi kıskanan, gereksiz bir karakter. Joon Ha'nın kız kardeşi Yi Jung'sa aynı anasının kızı, gereksiz, işsiz güçsüz, ortalıkta boş boş dolanıp orayı burayı birbirine katıp duran bir karakter. Bir bakıyoruz Chan Woo'ya aşık olmuş, onunla evlenmeye çalışıyor. Hele hele manyağa gel.

Song Mi Ryung zaten bambaşka bir hikaye. Galiba bu kadın Lee Soon Shin'in babasının gençlik yıllarından tanıdığı, hatta sevgilisi olan bir kadın. Büyük zorluklarla bu kadar ünlenmiş, şimdi de Shin Joon Ho'nun ajansında. Gençlik yıllarında babasının kim olduğunun bir türlü açıklanmadığı bir çocuk sahibi oluyor, ama ünleneceği yıllar işte, çocuğu Lee Chang Hoon'a veriyor ve o da kendi kızı gibi büyütüyor. Evet bu çocuk Lee Soon Shin. Yıllar sonra, Chang Hoon'la tekrar karşılaşıyor, ama daha kızım nerede ne oldu demeye kalmadan sebep olduğu bir kazayla Chang Hoon ölüyor. O da ünlüyüm ben kazaya karıştığım duyulmasın diye sıvışıveriyor ortalıktan. Bu olaydan sonra, Lee Soon Shin'i kızı olarak geri almaya ve yetiştirmeye karar veriyor. Allah'ım yüzsüze gel ya...

Ohh be.... Şu hale bak, yukarıdaki her paragraf, en az 20 şer bölümlük birer dizi olmayı hak ediyor ama hepsini toplayıp 50 bölüm yapmışlar, yine de o 50 bölümü dolduramayıp saçmalamışlar, bu da başarı aslında....

İşin spoilerli kısmına gelirsek. (bu spoilerli kısmı o kadar uzun yazmışım ki rengini değiştirince tüm yazı pembe görünüyor, ben de değiştirmedim, izlemeyip de sonradan izlemek isteyenlerin buradan sonrasını okumaları sakıncalıdır bilgilerinize)

Song Mi Ryung'un ne istediğini bir türlü anlamadım. Neyin peşindeydi? Gençken yaptıklarının sebebi neydi? Şu anki hareketlerinin amacı ne? Önce kızı alıp oyuncu yapacak kendi üzerinden geçinecek diyorsunuz, bir anda gerçekten annelik yapmak istediğini sanıyorsunuz, en sonunda artık bu kadın iflah olmaz kullanıyor kızı diye düşünüyorsunuz ama gene başka bir yerlere çıkıyor. Yav kadın bir git işine.

Ooooh ne de güzel dedin sevgili gazeteci.

He valla, sen Soon Shin için Mi Ryung'dan daha fazla ailesin bence...

O kaynanaya da Allah akıl fikir versin diyorum başka bir şey demiyorum. Tutturmuş benim güzel oğlum da yakışıklı oğlum doktor oğlum. Bakın, Yoo In Na'nın dizileriden şu ana kadarki en yakışıklı partneri olduğunu kabul ediyorum, ama yine de In Na o kadar güzel ki, yanında sönük kalıyor. Yine de yakışıyorlar orası ayrı bir ironi. Şimdi durum buyken, kadının Yu Shin'i bir türlü kabul etmemesine hiç anlam veremedim. Karı manyak. Yi Jung'u gelin almak için niye bu kadar zorladı ki çocukcağızı? Ya delirdin mi, Yi Jung işsiz güçsüz, çirkin, salak, üzerine elinden ev işi de gelmez. Abisinin bile hakkında "evlenirse millet ailemize beddua eder" dediği bir kızı kendine gelin alıp da ne yapacaksın sevgili kaynana bozuntusu? Hayır yani bir Yoo Shin'e bakıyorum bir Yi Jung'a, yok yani hayır olmuyor hiç mantıklı değil. Kadın sanki dünyadaki tek hayırlı evlat kendininmiş gibi davranıyor. Sanki Yoo Shin ailesi için değerli değil, sanki ailesi onu sevmiyor, o aile Chan Woo'ya taptığından damat istiyorlar onu. Doktor olmuş da estetikçi olmuş, akraba ziyaretindeyken benim şurası ağrıyor bir bakıversene deseler karşılık veremez, ama anası tutturmuş Yoo Shin benim oğluma layık değil de değil. Ya bir git kadın işinde.

Fark ettiyseniz esas karakterlerden çok yan karakterler ilgimi çekti, hatta genel olarak sinirlerimi bozanlar yine o yan karakterlere bulaşan cadılar oldu. Bunun bir iki sebebi var tabi.

Öncelikle Soon Shin'in hikayesi hiç ama hiç ilgimi çekmedi. Heralde senarist de büyük hevesle yazmaya başlamış ama sonra amaan bu ne ya diye sıkılıp tırt bir yerlere bağlamış ki bence kesinlikle bilinmesi gereken kızın öz babası kim sorusunun bırak cevabını almayı böyle bir soru duymadık bile. Millet babayı Chang Hoon sandığıyla kaldı, bende hala soru işaretleri.

Bir başka sebepse, IU'yu sürekli milky couple'un Pil Sook'u olarak görmem. Yani tamam başka rollerde de izleyebilirim ama bu onu rol arkadaşıyla yakıştıracağım anlamına gelmez. Hadi onu Wooyoung'dan başkasının yanında garipsemedim diyelim. Jo Jung Suk'u, Eun Shi Kyung karakterine öyle bir oturtmuşum ki başka bir yerde görünce zaten garipsiyorum, üzerine bir de prensesim Jae Shin'den başkasına yakıştıramıyorum olmuyor. E iki başrol oyuncusu da çok sevdiğim çiftlerin bir yarısı olunca, doğal olarak onları hiç ciddiye alasım gelmedi. Halbuki diziye de Jo Jung Suk için başlamıştım, neyse...

Bir önceki paragrafı anlamamış olabilirsiniz, zaten ben de yazarken durup durup ne diyom ben ya dedim.

Neyse, kısacası baş karakterler pek umrumda değildi. Hiçbirinin derdini de anlamadım.

Hye Shin ve Jin Wook çok sevimliydi. Aslında Hye Shin'in eski kocası Han Jae Hyung sevimli adamdı ama şerefsizin teki işte ne yaparsın.. Hayır adamdaki midesizliğe bakar mısınız, önce karısını aldatıyor, boşandıktan sonra kadının ona dönmesini bekliyor, dönmeyince kendinden de midesiz anasına koşup 'bu kız niye gelmiyor' diye dert yanıyor, o kadını da önüne geleni tekmelediği Hye Shin'e gönderiyor, kadın hye shine ne dese beğenirsiniz: 'erkektir yapar, kızını düşün geri gel' Ya hocam bi siktir git.. Zaten kızı desen ayrı dert, Woo Joo tutturmuş babamı arayın babama ulaşamıyorum anne babamı affet baba baba baba. Tamam çocuk dersin, babasını özlüyor dersin, ama o kadar şımarık ki, zaten küçük bir çocuk da değil olmuş dana kadar. istese kafası çok da güzel basar babasının yediği halta. İnanmak istemiyor işte, annesiyle babası bir araya gelsin diye aradaki Jin Wook'a yapmadığını bırakmıyor. Ama dedim ya Jin Wook iyi niyetli, sabırlı, temiz kalpli bir adam (adeta bir melek lkjsdflkj). Ne yaparsa yapsın, hep Woo Joo'un arkasında, sürekli yardımcı oluyor, istediği pastayı böreği çöreği yapıyor, ağladığında avutmaya çalışıyor. Ama Woo Joo hanımda tık yok. Neyse sonu mutlu bitti sonuçta.....


Yine de güzel sahneler yok değildi, Diziyi bitireli bayağı olduğu için aklımda çok fazla kalan yok gerçi.

Mesela Yoo Shin-Chan Woo'nun düğününde 3 bacanak yanyana durmuş davetlilerin 3 kız kardeş için söylediklerini dinlemeleri çok eğlenceliydi, her söylenende bir diğerinin suratı değişti sldkfj

Ayrıca helmoninin Soon Shin'in annesine Mi Ryung'u görünce neden saçını başını yolmadığını sorması da çok komikti bence, ağzından bal damlıyor be helmoni nolur git de yol o karıyı.

Neyse, öyle işte.

Kesinlikle önermiyorum diziyi. Ha tamam dizinin herhangi bir dilde altyazısı internete düşer düşmez koştura koştura izlemiş olabilirim ama bunun sebebi çok güzel olması falan değil, tamamen çabucak bitmesini istediğim içindi. Bir de işsizin biri olduğumdan....

ya aslında vallaha çok güzel adam, kaşına gözüne kurban olduğum...

sdflksjfsldkfsdlkfjsdfkjdlkjflskjdflkjsdlfkjsdlkfjsdlfkj

(Bu arada, başlığa Lee Soon Shin is the Best, Alayına Rest yazmamak için kendimi zor tuttum değerimi bilin lskdjflkj)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Heirs / ALLAH'IMA BİN SÜKÜR BİTTİ / Adeta bir fanfiction...

Liar Game / Japonya

Reply 1994 / Bu diziyi yazanı bir elime geçireyim var ya....................