TOP 10 - Kore Versiyon

Blogu açtığımdan beri deli gibi kdramalar hakkında yazı yazıyorum ama sıra bi türlü en sevdiklerime gelemedi. Eh yaz gelip de onları tekrar izleyerek replik çıkarana kadar gelmeyecek de ama bence favorilerimi anlatmanın zamanı geldi de geçiyor bile!

Şuraya sıkıntıdan yazabileceğim sayfalar dolusu yazı var ama tamam, sessiz kalıyorum ve direk öneri olayına geçiyorum;

1- Boys Over Flowers


İlk Kore dizim, Kore'ye sarma sebebim, ve benim için en ama en önemlisi; KİM BUM ._.

Konusu; Geum Jan Di maddiyat olarak Seol standartlarının biraz altındaki bir ailedendir. Kızımızın babası kuru temizlemeci, ve evde babası dışında çalışan bir tek Jan Di var. Bir gün babasının kuru temizleme dükkanındaki siparişlerini götürmek için Kore'nin en büyük ve prestijli okulu olan Shin Hwa Lisesi'ne gider. Shin Hwa dışarıdan yalnızca seçilmiş öğrencilerin gidebileceği, ayrıcalıklı bir okul olsa da aslında içeriden çok farklıdır. Bu "prestijli" okulda halkın asla tahmin edemeyeceği şeyler yaşanmaktadır. Shin Hwa şirketlerinin varisi Go Jun Pyo, eski başbakanın varlıklı torunu Yoon Ji Hoo, ülkenin kültürel değerlerinin çoğuna sahip dahi seramik sanatçısı So Yi Jung, ve yeraltı dünyasında borusu öten ama aynı zamanda bir çok mal varlığına sahip bir ailenin oğlu Song Woo Bin(ki ben kendisine Joker diyorum kljsdlkfj) kendilerine F4 demeklerdedirler ve Shin Hwa Lisesi son sımıfta olan bu öğrenciler okulu tam anlamıyla "yönetmekte"dirler.

Jan Di, sipariş için geldiği gün farkında bile olmadan bir olaya karışır ve olayın etkilerinin halkı ayaklandırmaması için burslu olarak okula alınır. Hiç istememesine rağmen kendini bir anda zengin züppelerle çevrilmiş bir halde bulan fakir ama gururlu kızımız Jan Di, ilk bakışta beyaz melek Yoon Ji Hoo'dan hoşlanır ancak kendisinin bile habersiz olduğu çekimine kapılacak olan ilk kişi Ji Hoo değil Go Jun Pyo'dur.

Boys Over Flowers'ın yeri bende o kadar ayrıdır ki.. Hakkında sayfalarca döktürebilirim ama tamam kendi yazısına bırakıyorum. Bir de, BOF'un aslen bir Japon animesinden uyarlandığını biliyorsunuz. uyarlanan tek yapım BOF değil tabiki, Hana Yori Dango isimli animenin bir de Çin, Tayvan ve Japon versiyonları da çekilmiş ama en tazesi olan Boys Over Flowers'ın tadını hiçbirinde bulamadım ben. Ha Japon versiyonunun daha olduğunu düşünen dolusuyla insan var, ama hayır katılmıyorum. Senaryonun gelişmesi, ilerlemesi, oyuncuların performansları, dizinin çekildiği alanlar, kullanılan müzikler, hiç bir versiyon tüm bu konularda Boys Over Flowers'ın eline su dökemez bence. Neyse buraya nerden girdik ya?

2-You Are Beautiful


Go Mi Nam ve Go Mi Nye, anneleri tarafında terkedilmiş, kısa bir süre sonra da babalarının ölümü üzerine yetimhaneye bırakılmış ve orada büyümüş olan ikiz kardeşlerdir. İkizlerden erkek olan Mi Nam müzik yolunda kariyer yapmak için manastırın yetimanesinden ayrılırken kız olan Mi Nye manastırda kalmış ve genç bir rahibe adayı olmak için çabalamaya başlamıştır.

Ülkenin, hatta tüm asyanın en ünlü ve büyük grublarından A.N.JELL'in solisti Hwang Tae Kyung'un boğazlarındaki küçük bir sorun yüzünden grubun şirketi gruba yedek solist olarak 4.bir üye dahil etmeye karar verir. Bu üye olarak seçilen Mi Nam, gruba katılmadan hemen önce küçük bir kaza geçirir ve tedavi görmek için Amerika'da bir hastaneye gider. Mi Nam'ın menejeri, A.N.JELL'a katılma fırsatlarının kaçmaması için rahibe adayı Mi Nye'ı ikna eder ve Mi Nye, kısa bir süreliğine erkek kılığına girerek ikizi Go Mi Nam'ın yerine geçer ve A.N.JELL ile beraber şirketin evinde yaşamaya başlar.

Tae Kyung'un Mi Nam'ın geçrek kimliğini öğrenmesi ve onu evden atmaya çalışması, grubun diğer üyeleri Kang Shin Woo ve Jeremy'nin de hemencecik ısındıkları bu yeni elemanı yanlarında tutmak için her türlü yardımda bulunmaya başlamasıyla, olaylar oldukçöa eğlenceli bir hal alır.

Kızın erkek kılığına girdiği, veya erkeğin kız kılığında dolandığı çok dizi gördüm ama You Are Beautfiul gibisi cidden yok. Ve son zamanlarda farkettim ki Park Shin Hye'ı pek de sevmiyorum, Go Mi Nam'ı seviyorum ben. O sümüklü pısırık Go Mi Nam hali o kadar tatlı, o kadar sevilesi ve saftı ki Tae Kyung ve Shin Woo'nun kız için kapışması gerçekten kaçınılmazdı :D ama bunun dışında, Park Shin Hye YAB tan sonraki dizilerinde hep aynı tarz soğuk, mimiksiz, sefil karakterleri canalndırmış canım, bkz Lee Kyu Won, Go Dok Mi, zaten son zamanlarda iyice uyuz olmaya başladım namjaları götürmenin suyunu çıkardıkça da neyse boşverin :D

3-White Christmas


Kore dizilerini sadece saf aşklar, müthiş romantik sahneler için sevmediğimin en büyük kanıtıdır White Christmas, bir diğer adıyla Monster.

Susin Lisesi, ülkenin yalnızca en başarılı öğrencilerini kabul eden, verdiği eğitimle, ve prensipleriyle tüm Asya'ya örnek olan bir okuldur. Okulun tek tatili yılbaşı zamanında verilen 8 günlük tatildir. Her sene tatillerde 1-2 öğrenci dışında okul bomboş olur ancak bu dönem, 7 öğrenci ve bir öğretmen kendilerini tehdit eden siyah zarflı birer mektup alırlar ve mektubun söylediği gibi okulda kalırlar. Hiç birinin, bir diğerinin bu mektubu aldığından haberi yoktur. İlk günden bi-iki davetsiz misafir edinen karakterlerimiz, okulun içinde varlığından bi haber oldukları bir katille saklambaç oynamaya başlarlar.

Bu psikolojik sınırları zorlayan muhteşem dizi gerçekten çok etkilemişti beni. İnsanların içinde saklayıp durdukları canavarlar, gerçekten hepimize tanıdık gelmeli aslında. Özellikle suç, gizem, gerilim tarzı dizileri seviyorsanız bu tam kıvamındaki 8 bölümlük mini diziyi kesinlikle kaçırmayın.

Daha da ayrıntılı hali için tıklayın.

4-49 Days


Henüz kaderi tamamlanmadan bir kaza sonucu ölen Shin Ji Hyun'a iki seçenek sunulur. Ya hemen öbür dünyaya geçecektir ya da başka bir bedenin içine koyularak gerçek kimliğini belli etmeden bu bedenin ismiyle 49 gün içinde ailesi dışında kendisi için saf gözyaşları dökecek 3 kişi bulacaktır. Ji Hyun çocukluğundan beri çok yakın olduğu iki arkadaşı ve nişanlısını düşünerek bu olayın çok basit olacağına inanır ve ikinci seçenği seçer. Ama hayat Ji Hyun'un Pollyanna penceresinden gördüğü kadar güllük güneşlik değildir ve bu 3 damla gözyaşını bulmak hiç de düşündüğü kadar kolay olmayacaktır.

Buyrun işte, beni ağlatabilen nadir dizilerden biri daha. Ya tam olarak ağlamak değil aslında. Hani böyle boğazınızda bir yumru oluşur, ne konuşmak istersiniz ne ağlamak ne bağırmak çağırmak.

Kendi yazısı için şöyle gelin.

5-City Hunter


Yıllar önce, Kuzey-Güney Kore arasındaki savaşın en sıcak olduğu dönemlerde 21 Güney Kore ajanının Kuzey'e gönderilmişken bu askerlerin başındakilerin karar değiştirmesi üzerine askerler ölüme terkedilmiştirler. İçinde bulundukları denizaltı patlatılır ve oradan yalnızca Lee Jin Pyo adlı bir asker kurtulur. Ölenler arasında Lee Jin Pyo'nun en yakın arkadaşı Park Moo Yul da vardır. Kendilerine ihanet edildiğini anlayan Lee Jin Pyo, Park Moo Yul'un henüz yeni doğmuş olan oğlunu kaçırıp Altın Üçgen (Golden Triangle) denilen bir yere götürür ve orada bir intikam silahı olması için kendi oğlu gibi büyütür. Lee Yoon Sung ismindeki bu çocuğa, zamanı geldiğinde gerçek babasını ve başlarına gelenleri anlatır. Lee Yoon Sung Amerika'ya gidip MIT ünviersitesinde eğitim görür ve Kore'ye geri döndüğünde, Lee Jin Pyo'yla beraber kurdukları intikam planını uygulamak için Mavi Saray (Kore'nin başbakanlık ofisi diyelim) da çalışmaya başlar. Amacı o 21 askere ihanet eden 5 yetkiliyi tek tek bulup en uygun yollardan yok etmektir. Ama bir gün tutup da Mavi Saray'daki korumalardan Kim Na Na'ya aşık olacağını hiç planlamamıştır.

Romantizm, aksiyon, dram, gizem, dizide gerçekten her şey var. Lee Min Ho da Lee Yoon Sung rolüne o kadar yakışmış, o kadar muhteşem oturmuş ki diziyi izlemek için bir neden daha veriyor bizlere. Kesinlikle kaçırmayın.

6-Secret Garden


Chabeol Kim Joo Won ve anne babasını çok önceleri kaybetmiş, kendi haline bir yaşam savaşı veren dublör Gil Ra Im aynı gece, aynı kişiden gelen bir şarabı içerler ve sabah uyandıklarında kendilerini birbirlerinin bedenlerinde bulurlar! Her yağmur yağdığında ruhları yer değiştirmeye devam eder ve bu sorunun ne nasıl geliştiği ne de nasıl çözülebileceği hakkında en ufak birer fikirleri yoktur.

Oha konuyu ne kadar kısa anlattım ilginç lkasjdk Neyse. İçindeki Namığıyla, Oska'sıyla, manyak sekreteriyle, o kadar muhteşem, fantastik ve eğlenceli bir yapım ki 20 bölüm boyunca insan bir kere bile sıkılmıyor.

7-Love Rain


1970'li yıllarda kısa bir ilişki yaşamış ve sevmelerine rağmen zoraki bir ayrılık yaşamış olan Yoon Hee ve In Ha'nın çocukları Joon'la Ha Na'nın yıllar sonra birbirlerinin ebeveynlerinden tamamen habersiz bir şekilde karşılaşmaları ve oldukça sempatik bir aşk yaşamaları anlatılıyor

Bu dizi var ya, melodramın tam olarak atası yani o kadarını söylüyorum.

Ayrıntılı.

8-A Gentleman's Dignity


Birbirinden şeker 4 ajussiyi anlatan, gene Secret Garden'ın senaristinden çıkan muhteşem bir dizi! Ayrıntılı bilgi için buyrun.

Ya konusunu yazmaya o kadar üşendim ki.. Neyse ya girin kendi sayfasında okuyun. Ama ne yaparsanız yapın yaşlanmış bunlar içleri çürümüştür falan diyip geçiştirmeyin, kesinlikle izleyin.

9-Personal Taste


Park Gae In ünlü bir mimarın kızıdır ve babasının yaptığı Sanggojae isimli ünlü bir evde yaşamaktadır. Jeon Jin Ho ise babasında kalma küçük mimarlık şirketini bir tasarım yarışmasını kazanarak büyütmeyi amaçlamaktadır. Yarışmanın teması Sanggojae'dir. Jin Ho, yabancılara kesinlikle kapalı olan bu evi yeterince inceleyebilmek için o an para derdinde olan Gae In'i gay olduğunu söyleyerek kandırır ve oda arkadaşı olarak Sanggojae'ye girer.

Diziyi izlerken çok fena gülmüştüm. O kadar eğlenceli harika bir LMH klasiğiydi ki izlemeyen kaldıysa sakın boş durmasın hemen Personal Taste'ye başlasın!

10-Rooftop Prince


Jesoen zamanında, veliaht prenses korkunç bir şekilde öldürülünce prens katili aramaya başlar. Ancak fantastik bir zaman kayması sonucu prens kendini korumalarıyla beraber günümüz dünyasında, çatı katında tek başına yaşayan Park Ha'nın evinde bulur. Olaylar prensin günümüzdeki herkesin aslında Joseon'daki tanıdıklarının reenkarne olmuş hali olduğunu farkedince daha da ilginçleşmeye başlar.

Aslında konuyu bu kadarla sınırlandıramayız ama devamı o kadar karışk ki, cidden anlatmaya üşeniyorum.

Eveeet. Bu da 15 olucaktı dedim amaan 10 da bırakalım. Devamını gene isim olarak veriyorum;

11-Shining Inheritance




Yazısını da daha yeni yayınladığım, alabildiğine çetrefilli buna rağmen muhteşem bir yapım.




12-My Girlfriend is a Gumiho





Yüzyıllarca bir tabloda sıkışıp kalmış 9 kuyruklu bir tilki, ve farkında olmadan onu kurtaran saftirik mi saftirik bir çocuk, kahkahalarala izleyeceğinize eminim.






13-My Girl




Çocuk çok tatlı olduğundan mıdır bilinmez ama bu dizinin bendeki yeri hep çok ayrıdır.





14-Ma Boy





Başroldeki kızın 99'lu olduğu gerçeğini hala sindirememiş olsam da, 3 bölümcük,  o kadar şirin ve ilginç bir dizi ki...







15- Pick The Stars




Koreli bebeklere karşı çok ayrı bi ilgim var sanırım. Ha tamam dizi çok güzeldi ama bu kadar beğenmemin sebebi ufak Nam Yi olabilir.







Yorumlar

  1. ben de 99luyum. niye öyle bişi dedinki??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hayır, kızın bu görünüşüne, yeteneğine, aldığı rollere bakıyorum, bir de yaşına bakıyorum, nasıl desem alttan alttan bir kıskanma mı var ne bende? benden çok küçük değilsin ki, ben de 97'liyim mesela, ama burada bilgisayara bağlı bir organizma olarak gelişiyorum, kız orada neler neler yapıyor koyuyor bu azıcık :D tabi öyle yazmamın asıl sebebi kıskançlık değil dur daha o kadar çirkefleşmedim :D kız büyük gösteriyor, en az 95-94'lü gibi, hele ilk bölümün başında bir dansı var ki dans edenin o kız olduğunu anlamam saatlerimi aldı...

      Sil
  2. You are beautiful u izledim sadece ötekileri de onun kadar güzeldir heralde zevkin muhteşem kore dizilerinin sevmediğim tek yanı kısa sürmesidir bir arka sokaklar gibi 6 7 yıllık dizi olsa ağzım açık sabah akşam izlesem diye düşünmedim değil

    Not:Arka sokaklardan nefret ederim sadece benzetme yaptım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şimdi bazı diziler için neden bu kadar kısa kesilmiş ki ya bu diye düşünmedim değil :P ama yine de yok ya, benim Kore dizilerini bu kadar sevmemin asıl sebebi kısa sürmeleri sanırım, nasıl desem olayı dolanıp dolaştırıp seyirciyi televizyon karşısında madar etmemelerini seviyorum -gerçi eden de var da neyse- mesela arka sokaklar, ulan her sezonun sonunda bir bomba patlıyor bir karakter yoğun bakıma kaldırılıyor bir diğeri rozetini bırakıyor sonraki sezonun başında olayın çözülüşüyle başlıyoruz (evet arka sokakları da takip ediyorum ben hgdkjahdfkjghdkfjhg)
      you are beautiful 20 bölüm olsa itiraz etmezdim ama, ha bir de boys over flowers'ı 2-3 bölüm daha çekselermiş çok iyi olurmuş :D
      sadece you are beautiful olmaz canım, diğerlerini de izlemelisin hemen! :D

      Sil
  3. To the beautiful you da güzel bir dizi izlemeyen varsa tavsiye edebilirim :)

    YanıtlaSil
  4. dizi seçimin çok güzell :))
    bu arada Master's Sun bir harika tavsiye ederim :=))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bin yıl öncesinin yazısı olduğu için henüz master's sun falan yayınlanmamıştı :D eğer onun hakkında yazdıklarımı okumak istersen şöyle ^^; http://biriyabancidizimidedi.blogspot.com.tr/2013/10/masters-sun-bu-2013-dizileri-niye-boyle.html

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Heirs / ALLAH'IMA BİN SÜKÜR BİTTİ / Adeta bir fanfiction...

Liar Game / Japonya

Reply 1994 / Bu diziyi yazanı bir elime geçireyim var ya....................