2013 nasıl geçti?

Valla benim açımdan hiç iyi değildi. 2013'e kötü başladım, ve son 2 günde aşşırı aşırı büyük bir mucize gerçekleşmezse de kötü devam edecek. Neyse biz işin getirilerine bakalım.

(Öncelikle, bu yılımın çoğunu Asya'ya ayırdığımı belirteyim. Yazı biraz o taraflar, hatta direk Kore ağırlıklı olacak diyebilirim. Neyse bir bakalım)

Dizilerle başlayacak olursak, benim gözümden;

Asya dizileri.

Yılın en sevimli dizisi: After School Bokbulbok.

görev uğruna yumurtayı sütü yiyip gaz çıkararak ateşi
körükleyen tae poong.

Tamam, daha tüm bölümlerini izleyemediğimi itiraf edeyim.. Yani izledim de, hiçbir bok anlamadım çünkü ÇEVİRİ YOK. Ulan kimse mi çevirmez ya? Hayır Kim So Eun var, 5urprise var, kimse mi takmıyo bunları benden başka? Seviyorum arkadaş, izlediğim 6 bölümün her saniyesinde suratımda şapşal bir gülümseme vardı, çünkü dizi de çok şapşal! 



En sıkıcısı: Queen of the Classrom & Adolescence Medley

İkisi de en az bir diğeri kadar sı-kı-cıy-dı. Queen of the Classrom'da tutturmuşlar öğretmen de öğretmen, yok çocuklar öğretmenle dalaşır, yok veliler birbirine girer, aman aman kendi gittiğim bana yetiyor bir de ilkokulu kaldıramadım. Adolescence Medley'den de hiçbir şey anlamadım neredeyse. Ne alaka, niye, nasıl, ve tekrar: NİYE böyle bir dizi çekmişler? Lee Jonghyun'un cameosu için izledim zaten, başta bir eğlenceli gibiydi de, sonra bir şey oldu, bir anda koptum gittim.. Zaten başroldeki çocuk hala FNC'de stajer, ay canım ya.

En 'güzelliği harcanan': Unemployed Benefit's Romance

Nam Goong Min için başladığımı itiraf ediyorum, ama hayır yani, o kadar güzel bir adamı bile nasıl olmuş da bir bok yapmayı başarmışlar? Hele ilk bölümlerde, adeta bir yaratıktı. Sen git o eşek gözlü çirkin kızı sevimli bir şeyler yapmayı başar Goong Min gibi bir güzelliği maymuna çevir. Olacak iş mi ya..
Kpop açısından..

En büyük hayal kırıklığı: Reply 1994

Eğer dün sabaha kadar bana bu soruyu sorsaydınız vereceğim cevap Monstar olurdu ama 1994'ün finali, hata hayır son 2 bölümü izledikten sonra fikrim değişti. Bir saniye, yoksa Heirs diyeceğimi mi düşünmüştünüz? Evet Heirs'in küresel çapta bir hayal kırıklığı olduğunu kabul ediyorum ama yılın en büyüğü değildi. Öncelikle, Heirs'in benim için bir hayal kırıklığı olmasının tek nedeni baştan beklentimi yükseltmiş olmamdı. Muhteşem kadro, muhteşem senarist, muhteşem yönetmen, ama sonuçta hepsi tırt çıktı. Kısacası ben gözümde büyütmeseydim Heirs'in ne bok olacağı belliydi ve hayal kırıklığına falan uğramayacaktım. Halbuki Monstar'a başlarken hiçbir beklentim yoktu. Ne Ha Yun Soo'yu ne de Junhyung'u tanıyordum, Kang Ha Neul'u ttbty de bile fark etmemiştim. Tanımadığım bir kadro, hiç bilmediğim senarist vs, büyük şeyler beklemiyordum. Ama ilk bölümden inanılmaz bir şekilde sardı, 7, veya 8 bölüme kadar da bu şekilde devam etti ama sonra bir anda ne olduğunu anlayamadan saçmalayıp anlamsız bir final verdi ve bu yüzden çok canımı sıktı. Yine de, hayır ama hayır, bir REPLY 1994 DEĞİL. O REPLY 1994'Ü YAZAN OROSPU ÇOCUĞUNU BİR ELİME VERİN NOLURSUNUZ. ŞEREFSİZ YA. KESEKKEDİRA. Yani hayır, anlamıyorum, anlayamıyorum, ne bu milleti göt etme çabaları? Moffat 1 bu herif 2 yemin ediyorum. Anladık çok şaşırtıcısını çok seviyorsun seyirciyi ekran başında şapa oturtmayı. Çizgiyi geçip de marjinallik yapmak olmuyor bu, insanın gözüne soka soka 'BAKIN NAPTIM ÇOK ZEKİYİM ÇOK SÜPERİM HEPİNİZ GÖTE GELDİNİZ ZAA' oluyor. Ergen misin ne bu kendini ispatlama çabaları? Açıkçası Reply 1994'ün son 10 bölümü falan zaten sıkıcıydı ama ne bileyim, en azından 1997 ekibinin cameosu olsun, doksanlı yıllara ait şeylerin (aman ne de bilirim doksanlı yılları ya...) bu kadar sevimli bir şekilde verilmesi olsun, ne bileyim, bir şekilde izletiyordu kendini. Tüm karakterlerin üzerinde duracak diye bu kadar uzatılmasının bir anlamı yoktu, ve Chilbong'un sahneleri dışında bol bol sararak izledim. Çünkü sı-kı-cıy-dı. Böyle abuk bir final vermiş olmasaydı tamam belki bir en büyük hayalkırıklığı olmayacaktı ama yine de sevdiğim diziler arasında olmayacaktı. Kusura kalmayın bir Na Jeong osurdu diye bu samimiyeti sempatiyi kabullenip sevilesi diziler arasına alamam. Tamam çok güldüğüm yerler oldu, eğlendim, ama yine de son ana kadar damadın kim olduğunu vermemek nedir? Hala inanamıyorum 97 ve 94'ün yazarlarının aynı olduğuna. Sorun Pisliği sevmem veya sevmemem değil, ha tamam sevmiyorum da, madem Chilbong bir boka yaramayacak ona neden hikayede yer veriyorsun? Onu geçtim, dizi 0.bölümde vaat edilen hiç bir şeyi vermiyordu. Yok doksanlı yılları kasıp kavuran basketbol akımı, yok X jenerasyonu, yok fangirling, hiçbir şey yoktu. Güya Na Jeong bir Sang Min fanıymış, oppa oppa diye peşine dolanacakmış, ay götüm, disk kaydı sonra bitti o iş. Adı bile geçmedi Sang Min'in. Onu boşver, Yoon Jin'i bile unuttular bir ara. 3-5 bölüm hiç bahsini açmayıp sonra bir anda Seo Tai Ji olayına geri döndüler falan, uf yok yani anlamıyorum. Bu kadar güzel konuları ele alabilecekken basit bir aşk üçgeni ve kararsız bir kızın inadını anlattığına inanamıyorum dizinin.

En sinir bozucu: Heirs

Bu konu hakkında daha fazla konuşmama gerek yok sanırım?

En garip: Nail Shop Paris.

Kabul edin, hayalet tarafında taciz edilen kadın, şamanlar, gumiholar, bir roman, bir yazar, manikürcüler derken bayağı garip bir diziydi.

ıyyyy gerizekalılar. garibim dean da kenarda kalmış dşlfgşdk
En 'nolur bitmesin biraz daha devam etsin': Just You

Ayy canııım. Sanırım listemdeki tek Tayvan dizisi. Ama sanırım Tayvan dizilerine bir şans daha vermem için yeterli bir sebep bu dizi. Ne diyeyim, son zamanlarda izlediklerim içinde en akıcısıydı! Bir bölüm 70 dakika, 21 bölüm var, ama ben buna rağmen bitmesin diye yavaş yavaş izliyorum, ve evet ilk defa bir dizide böyle bir şey yaptım. Ha tamam bir de Fringe'de kıyamayıp son sezonu izlemeyi ertelemiştim ama Asya dizilerinde hiç böyle bir durumla karşılaşmamıştım. Bahar'ın MTT için söylediği şeyleri ben de burası için tekrarlıyorum: çekimleri çoook temizdi! Burada çekimlerinden kastım, mekanlar, müzikler, tipler, ayy salaklar.

En beklenmedik bir şekilde iyi çıkan dizi: I Hear Your Voice

Ne bileyim, ilk bölümü izlerken öyle çok da etkilenmemiştim ama bölümler ilerledikçe sardı. Mesela akıl okuma olayı çok farklı bir şekilde verilmişti. Sanki doğaüstü bir şey gibi değil de, çok normalmiş gibi.. Anlatamadım sanırsam neyse...

En aç karakter: Kang Chi (Gu Family Book)

Yemek görünce gözlerinin için gülüyodu ayının lsdjkflksj
tavuk görünce aklı çıkan kang chi.



Seung Ki aşkım Türkiye'ye gelmişken bana bir uğramalıydın ve ben sana kebap mebap yedirmeliydim. Ama hayır yani resmen yaşıyor o anı şu resimlere bir bakın! sdfşldşlfkşslk


En iyi cameo: Heechul (Heirs) & Reply 1997 ekibi (Reply 1994)

Özürlüler sdlfksdşlkgşdlksşldkgşlk

En hem şapşirik hem kıskanç karakter: Joo Joong Won (Master's Sun)

Ben susayım replikleri konuşsun.

tae yang'ı peluş oyuncaktan kıskanan joo goon.

ayrılmayı hazmedemediğinden diğer çiftlerin de ayrılmasını isteyen joo goon.

tae yang'ı bir saniye düşünmeden 'benim bu benim BEN BENİM.' diye sahiplenen yine kıskanç joo goon.

Yılın en mülayim karakteri: Ah Rang (Dating Agency; Cyrano)

çok sevimli ya yavru köpek gibi sşdlfsşlkşlk
Yılın en keko çifti: Kim Tan & Cha Eun Sang (Heirs)

Hayır en uyumsuzu falan değillerdi ama, kekolardı, uyuzlardı, kıllardı. Hatta ikisi de en az bir diğeri kadar ezik, zırlak, sorunlu olduğu için mükemmel bir uyum yakaladıklarını söyleyebilirim. Ama fazla vıcık vıcık, fazla ergen gerisi ve fala sıkıcılardı. Kekolar ya..

Jin Sung & Hee Sun
Yılın en şapşirik çifti: Park Jin Sung & Moon Hee Sun (That Winter, The Wind Blows)

Dizi çok sıkıcıydı belki ama, sırf bu ikisi için izlemiştim yoksa kolay kolay dram kaldıramam ben. Iyyy salaklar.



Yılın en vıcık vıcık çifti: Lee Bo Na & Yoon Chan Young (Heirs)

Tamam vıcık vıcıklardı ama garip ibr şekilde sevimlilerdi şsldkf

Yılın en uyumlu çifti: Tae Gong Shil & Joo Joong Won (Master's Sun)

Joo Won ve Moon Chae Won'u da çok düşündüm ama bir türlü karar veremedim. Ucu açıkta kaldı anlayacağınız.

Yılın en 'senin ne işin var amk burda?' karakteri: Seo Hyo Rim (Master's Sun-Joong Won'un 2 bölümlük nişanlısı)

Hayır niye geldiğini ne işi olduğunu anlamadım.

En ne yaptığının farkında olmayan karakter: Hong Yeo Joo/Bunny (Nail Shop Paris)

A yok valla bunu da anlamadım. Bence o da anlamadı zaten kendini. Bir Kay dedi bir Alex manyak mı ne. Sesine de kıl olmuştum zaten.

En korkutucu karakter: Min Joong Gook.

Adamın sesi bile tedirgin ediyordu ya beni. Psikopat.

En karizmatik bayan karakter: Dam Yeo Wool (Gu Gamily Book)

Valla Gu Family Book izledikten sonra kimse çıkıp da Suzy'in oyunculuğu ilerlemiyor, bu kız bu işi beceremiyor demesin. Olmuş bu karakter de oyuncu da, çok güzel olmuş hem de. Gayet karizmasına ölünesiydi.

En karizmatik erkek karakter: Kim Won (Heirs)

tabiki kim en çok takım elbise giydiyse onu seçicem bu duruma bir fetişim olduğunu biliyorsunuz lskjfslkj Yalnız, tamam karizmatikti falan ama karakteri salak bir şeydi. O da ezikti, ve inanılmaz derecede mimiksizdi, ama dizide olmayan mimikleri ve aşırı itici hareketleri nedeniyle dikkat çeken PSH varken bu araya kaynadı da kimse fark etmedi iğreti oyunculuğunu.

En 'oha sen yakışıklı mıydın?' karakter/oyuncu: Cha Gun Woo (Who Are You)

Ben bu çocuğu yakışıklı bulmazdım.. Hele çekici hiiç bulmazdım.. Nolmuş ki bu çocuğa.. Taş gibi bir şeydi dizi boyunca...

En 'şimdi pılını pırtını topla ve siktir git buradan' karakter: Choi Yun Ah (Lee Soon Shin is the Best)

Bir eski sevgilisini terk edip yıllar sonra dönünce tekrar elde etmeye çalışan ırısbı vakası daha. Ay yeter bıkkınlık geldi sizden. Hele şu kadın nerede oynadıysa böyle itici saçma sapan rollerde ay deli oluyorum. Yun Ah karakteri de malın tekiydi, onun amacını da tam olarak anlayamadım.

En iyi kadro: Heirs.

kadro iyi de ortaya çıkan düzgün bir şey yok.. neyse..

En iyi OST albümü: Monstar

Yaptıkları coverlar da dahil olmak üzere her çalan şarkı muhteşemdi. Bu kategoriye Two Weeks'i de eklemek istiyorum..

En berbat OST kullanan kanal: SBS.

Evet artık aştım kanallara bulaşmaya başladım ldfglkjdf Ama bu ne ya, Master's Sun'da da her sahnede aynı şarkıyı duymaktan bıkmıştım, Heirs'de resmen delirdim. Bulmuşlar bir Love is the Moment, bir de Love  is Love is Love is.. Hayır yani en nihayetinde bir ergen dizisinin ne aşkı ne kara sevdası ya..

****

Bunlar dışında, İngiliz dizilerinin en unutulmaz olayı saniye düşünmeden Day of the Doctor bölümüydü. Moffat'a saatlerce saydırdığım bir bölüm olabilir ama yine de David-Matt-John üçlüsünün harika performansı bile bölümü efsaneleştirmeye yetiyor.

Amerikan yapımlarından neredeyse hiç romantik izlemedim bu sene. Ama:

En eğlenceli yeni dizi: Goodwin Games

Ben bayağı eğlendim valla izlerken, herkese de tavsiye ederim, ve garip bir şekilde dizinin takım elbiselisi Henry beni hiç etkliemiyor Allah Allah..

En garip gurup yeni dizi: Ravenswood

PLL'in yan dizisi ve her nasıl oluyorsa fantastik bir yapım! Özellikle 2.bölümü izlerken tırstığımdan bahsetmiş miydim?

En garip gurup dizi: Save Me

Yılın en iyi yeni dizisi: ....

Bir saniye.. Bu konuda biraz düşünmem gerek.. Yani.. Orphan Black yazacaktım aslında, ama Under the Dome... Yok yok karar veremeyeceğim. İkisi de izlenmeli, ikisi de süperli, ama 2013'ün en iyisi hangidir seçemedim..

En 'bu ne amk' dizi: Once Upon a Time in Wonderland

Neden inatla izledim bilmiyorum ama ulan bunlar nasıl efektler Sihirli Annem gibi.. Hele oyuncuların iğrenç aksanlarına girmiyorum bile, İngiliz aksanı yapmıyorlar resmen ku-su-yor-lar. Düzgün konuşun ve be ne zorluyorsunuz..

En iyi final veren dizi: Fringe.

Hiç şüphesiz...Yani, hadi ama, bu konu hakkında konuşmama gerek bile yok..

Yoo ağlamıyorum gözüme final bölümü kaçtı.

En boku çıkarılan: Carrie Diaries

Ya anladık arkadaşlar güzel dizi ben de severek izledim de bu kadar abartmanın anlamı yok. Bildiğin basit gençlik kurgusu işte, abartmanın ne anlamı var? Anladık Sebastian anladık Carrie huf yether.

Ehem, dizilerden bu kadar. Müzik mi?

2013'ün özellikle ilk yarısı benim için dizi müziklerinden ibaretti. Özellikle PLL'de hangi şarkı çaldıysa aylarca çalma listemde en üstlerde kaldı. Amerikan pop müziğini de takip etsem de, o kadar anlatacak şeyleri yok ki... Şey dışında, Miley, Miley ve götü, Miley ve dili. Evet bunlar dışında konuşulacak çok da fazla bir şey yoktu..

Mesela bir de İngiliz çıkış yaptı son zamanlarda, Lorde diye, ki kendisini hiç sevemedim. Royals fena şarkı değil ama Hanbyul coverını orjinalinden daha çok sevdim. Lorde resmen suratsız bir çingene gibi ki bu tamamlanması zor bir tamlama emin olun... Kimseyi de sevmiyor hanımımız, hayattan bezmiş -yürürken bile yürümek yerine resmen sürüklenen, her boktan sıkılmış olan ben, herhangi bir ergen kadar hayattan bezmiş olmasını anlayabilirim, ama Lorde herhangi bir ergen değil. Ne bu gotik havalar aaa ilgi çekmek için mi bu millete laf atmalar falan? Mesela kimseyi sevmezmiş ama garip bir şekilde Taylor Swift seviyormuş! Allah Allah, Taylor Swift'i de ben sevmiyorum oldu mu bu şimdi..

Bir de, Justin Timberlake'in 2014 mayısında Türkiye'de konser verecekmiş. Music Bank'e giderek ben bir kaç yıllık konser hakkımı tükettiğimden annemlere gidebilir miyim diye sormadım bile, ki sormam da, Justin cnm sen de karın da bok gibi zenginsiniz 500 lira bilet ne demek anam açıklar mısın?

Music Bank demişken.. Nihahahahha. Benim için hiç şüphesiz 2013'teki en önemli olaydı Music Bank. LAN. CANLI. GÖRDÜM. SUPER. JUNİOR. FT. ISLAND. YANİ. CANLI. BİLDİĞİN. MBLAQ. BEAST. BAYA. KARŞIMDA. MİSS A. AİLEE. HANİ BİLDİĞİN. AYNI. ÇATI. FALAN.

Yoo hala baya heyecanlıyım mubank konusunda flkgjdlfkjlkj pff ergenlik beni çok yoruyor..

Kpop'a da bir giriş yapalım madem..

Hmm.. İlk aklıma gelen.. Bu sene Trouble Maker garip bişiler yaptı. Hani iyi veya kötü demiyorum, sadece, abartı değil mi bu kadarı? Hele bu resimler. Yani hayır arkadaşım sikin birbirinizi kurtulalım bu ne böyle ergen gibi sadece arkadaşız diyip öpüşürken resim atmak, profesyonel sanatçıyız, sanat için soyunuruz mesajı vere vere videolarda yiyişmek, dergilere sevişirken pozlar vermek falan? Anladık iyisiniz hoşsunuz coolsunuz abartmayın. Sorun Hyuna veya Hyunseung değil, sorun ikisi birden. Yeter ulan abarttınız iyice. Now da güzel şarkı, Trouble Maker da, Hyuna ve Hyunseung'u da seviyorum, ama CUBE yeter anam durdur şunları bir yerde ve diğer gruplarınla ilgilen.

Diğer gruplarla ilgilenmek derken, SM cnm sence de abartmadın mı EXO olayını? Ulan yeter her yerde EXO her yerde EXO. Bunun exoticlerinden zaten bahsetmek bile istemiyorum zira gitgide directionerların korefanı versiyonuna doğru evriliyorlar. Yani hayır, EXO'un Growl dışında hiçbir şarkısını sevmiyorum, hele son çıkan Miracles in December inanılmaz sıkıcı geldi. Şöyle düşünün, ELF değilim, ama Super Junior'un çoğu şarkısını severek dinliyorum, exotic de değilim, ama EXO ŞARKILARI OLMUYOR DİNLEYEMİYORUM. Sıkıcılar arkadaş. Hele MAMA'yı anlamadım da, niye 3 dakika boyunca ayin yapıyorlar ve fanlar bu kadar severek dinliyor?

Tamam tamam zevkler ve renkler tartışılmaz.

Ama ne kadar sevilirse sevilsin, şirketin neden EXO'yu her yere yamadığını anlayamayacağım. Zaten kendi performanslarını gerçekleştirdikten sonra aynı programda SHINee'in performansında da beliriveriyorlar? SHINee-EXO kardeşliği falan aman zart zurt, hiç gelemem ben böylesine. Hele f(X)'le  beraber sahne almalarına iyice kıl oldum. Ya bırakın şu kızlar bir düzgün performans sergilesin zaten çıkış yapalı kaç yıl olmuş hala düzgün tek konser veremediler.

SM bir de tutturdu SM Rookies'i duyurdu. Yahu bu co-ed olayını seviyorum tamam iyi güzel de bunların grup olacağını düşünmüyorum. Bunlar şirketin gruplarının şarkılarını falan coverlamayacaklar mı? Eğer öyle olmayacaksa, hani nasıl desem bir farklılıkları olmayacaksa şirket neden elindekilere bir çeki düzen vermeden yeni grup çıkarıyor? Mesela SHINee, sırf 2013'te 8 defa dönüş yaptı AMK SEKİZ NE BE ÇÜŞ. Az dinlensin şu çocuklar.. İyi çalıştırdı bu sene SHINee'yi ama Super Junior nerede canım... Alt grup falan değil, Super Junior comeback'i istiyorum, ama böyle albümlü falan tam bir comeback. Geçen ay bir Blue World yayınladılar Japonca, ama o kadar yani. KORECE BİLE DEĞİL. Diyeceksiniz ne anlıyorsun sanki Korece olsa nolur, ama fark ediyor be.. Neyse, 2013 bana SuJu comeback'i vermese de SuJu'un kendisini verdi daha ne yapsın  IYYYYYY 2013 BOKUM GİBİ BİR YIL OLABİLİRDİ AMA SUPER JUNIOR U CANLI CANLI GÖRDÜM DAHA NOLSUN IYIYYYY.

Öhöm neredeydik. Neyse. Öyle işte..

2013 salak bir yıldı, iyi başlamadı, iyi gitmedi, iyi de bitmiyor. Sevmedim ben bu yılı, ayrıca rakam olarak da çok mal. 2013 nasıl desem, hiç mantıklı değil, hiç yıl gibi değil. Fazla gereksizdi. Bu yılı da böyle bitirdik..


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Heirs / ALLAH'IMA BİN SÜKÜR BİTTİ / Adeta bir fanfiction...

Liar Game / Japonya

Reply 1994 / Bu diziyi yazanı bir elime geçireyim var ya....................